E-ticaret siteleri üzerinde pazar yeri/market açmak ve bu yolla e-ticaret yapmak caiz midir?

Amazon, etsy, shopfy gibi e-ticaret siteleri üzerinde pazar yeri/market açmak ve bu yolla e-ticaret yapmak caiz midir? Ticaret koşulları:

1- Ürünler yurtdışı bir ülke pazarından alınarak başka bir ülkedeki son kullanıcıya satılmaktadır. (Örnek : Amerika'dan alınarak Kanada'ya satılmaktadır) 

2- Satışı yapılan ürünler haram ve harama vesile olacak ürünler dışındaki ürünlerdir. 

3- Bu ticarette pazar yerine bir kira ödenmektedir. 

4- Ödemeler uluslararsı banka ve ödeme kuruluşları üzerinden gerçekleştirilmektedir. 

Sorunuzda belirtilen ticaret modeli stoksuz e-satış olarak tanımlanan dropshipping modelidir. “Stoksuz e-satış” veya “stoksuz e-ticaret” olarak tanımlanan dropshipping, ürünlerin tedarikçilerden alınıp doğrudan müşterilere gönderilmesiyle oluşan e-ticaret modelidir.  Bu yöntemde satıcı, tedarikçisinin web sitesinden ürün kataloğunu kendi web sitesi veya sosyal ağlarında yayınlayıp buradan ürün satışa sunar. Müşteri satın almak istediği ürünü site üzerinden seçip aldığında satıcı ürünü tedarikçi firma üzerinden müşteriye doğrudan ulaştırır. Bu e-ticaret modelin İslam Hukuku açısından değerlendirilirken birkaç konuya yer vermek gerekir. 

1. Dropshipping (Stoksuz e-satış) işlemlerinde tahlil edilmesi gereken önemli bir konu tedarikçi ile satıcı arasında ilişkinin hukuki statüsüdür.

Günümüzde ticari faaliyette bulunan pek çok işletme, ürünün bilgilerini ve resmini mağazalarında sergilemelerine karşın deposunda/vitrininde çok fazla çeşit ürün bulundurmayabiliyor. Bunun yerine doğrudan katalog veya ekran üzerinden ürün tanıtımı yapıp satış yapabiliyor. Satıcı, müşteri talebi üzerine tedarikçilerine sipariş vererek talep edilen ürünü müşteriye teslim ediyor. Dropshipping modelinde müşteri satın alma işlemini gerçekleştirdiğinde dropshipping hizmeti veren mağazalar satıcı onayı ile eş zamanlı olarak doğrudan satıcı adına tedarikçiden ürünü satın alıyor ve müşterinin adresine gönderiyor. Aslında yapılan işlem satıcının tedarikçiden belirli bir fiyata ürünü satın alması ve kendi kârını ekleyerek müşteriye satmasıdır. Peki bu işlem İslam hukuku açısından hangi akit kapsamında değerlendirilecektir.

i. Söz konusu olan bu satım sözleşmesi selem akdi olarak değerlendirilebilir mi? 

Satıcının müşteri talebi üzerine stoğunda bulunmayan ürünü tedarikçisinden temin etmesi selem akdini akla getirebilir. Ancak dropshipping modelinde satıcı müşteri talebi üzerine tedarikçiden tam manasıyla ürün sipariş etmemektedir. Satıcının sanal mağaza vitrini ile tedarikçilerin stokları arasında entegrasyon sağlanmakta, satıcı doğrudan tedarikçinin stoğundan ürünü satın almakta, kendi belirlediği kâr üzerinden müşterisine göndermektedir. Tüm bu işlemler anık gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bir sipariş akdi değil, satıcı ile tedarikçi arasında normal bir satım akdi gerçekleştiğini ifade etmek daha doğru gözükmektedir. 

ii. Satıcının dropshipping modelinde müşteri ile tedarikçi arasındaki hukuki ilişki komisyonculuk olarak değerlendirilebilir mi?

Kanaatimizce bu tanımlama birkaç problem nedeniyle çok mümkün gözükmemektedir.  Öncelikle müşteri satım akdinde sadece satıcı ile muhataptır. Ürünü ondan talep etmekte ve ücreti ona teslim etmektedir. Ayrıca müşteri ürünü herhangi bir nedenle iade etmek istediğinde aynı şekilde muhatabı satıcıdır. Satıcı müşteriden ürün iadesi geldiğinde gerekli hukuki işlemleri yerine getirmekten sorumludur. Müşteri tedarikçiyi hiçbir şekilde bilmediği için onu muhatap alması da düşünülemez. Dolayısıyla müşteri ile akdin mevzuu hususunda yaşanacak hukuki problemlerde satıcı muhatap olduğu için satıcının müşteri ile tedarikçi arasında komisyoncu konumunda olması mümkün gözükmemektedir.

2. Dropshipping yöntemi ile gerçekleştirilen ticari faaliyetlerde karşılaşılan önemli bir fıkhi sorun satıcının kendi yanında/stoğunda bulunmayan bir ürünü satışa sunmasıdır. 

Fıkhın temel kaynaklarını incelediğimizde kişinin yanında olmayan ürünü satmasının hukuki niteliğini belirlemede en önemli dayanağın Hz. Peygamber’den nakledilen hadisler oluşturduğu görülmektedir. Konu hakkında pek çok farklı varyantlarda hadisler mevcut olsa da bunları mutlak anlamda yanında olmayan ürünlerin satışını yasaklayan hadisler ve sadece gıda ürünleri ile kayıtlanan hadisler şeklinde kategorize edebiliriz. Örneğin Hakim b. Hizam Peygamber efendimizin yanına gelerek insanların kendisine yanında bulunmayan ürünleri satmasını teklif ettiklerini, bunun üzerine pazardan ürünleri satın alıp onlara teslim ettiğini anlatır. Hz. Peygamber de “yanında olmayan şeyi satma” talimatında bulunur.” (İbn Mâce, “Büyû'", 20; Ebû Dâvûd, “Büyû'", 68) Konu hakkında nakledilen diğer bir hadis  Abdullah b. Amr (öl. 65/684) ve Amr b. Şuayb (öl. 118/736) rivayetleridir. Bu rivayetlerde Hz. Peygamber (s.a.s.)  “Kişinin yanında olmayan ürünü satması helal değildir.”( Ebû Dâvûd, “Büyû'", 68; Nesâî, “Büyû'", 60) buyurmuştur. Hz. Peygamber’den herhangi bir ürün istisnası yapılmadan mutlak anlamda yanında olmayan ürünün satışını yasaklayan bu hadislerin yanı sıra sadece gıda ürünlerinin satışıyla kayıtlanan hadisler de bulunmaktadır. “Bir kimse satın aldığı yiyecek maddesini kabz etmeden/teslim almadan satmasın”( Buhârî, “Büyû'", 54; Müslim, “Büyû'", 32); Bu hadiste yanında olmayan ürünler sadece gıda maddeleri ile kayıtlanmıştır. 

Fakihlerin çoğunluğuna göre hadislerde satışı yasaklanan yanında olmayan üründen kasıt kişinin mülkiyetinde olmayan şeydir. Zira kişi mülkiyetinde bulunmayan bir ürünü satmışsa onu müşteriye teslim etme imkânı bulamayabilir. Bu durum garara sebebiyet vereceği için hadiste yasak kapsamına alınmıştır. Ancak Kişinin kendi mülkiyetinde olmasa da vekalet, velayet gibi yetkiler sebebiyle hukuken satış yetkisine sahip olduğu ürünleri satması caizdir. Çünkü akdin mevzuu olan ürünü müşteriye teslim etme imkânına sahiptir. Kaynaklarda yanında olmayan ürünün satışının yasaklanması hususu havada uçan kuşun, denizdeki balığın satılması gibi örnekler ile izah edilmektedir. Bu örnekler de mezkûr hadislerde yer alan yanında olmama ifadesi ile mülkiyetinde olmadığı için teslime güç yetirilemeyecek ürünlerin satışının kastedildiğinin benimsendiği söylenebilir. İslam hukukunda miktarı, vasıfları ve teslim zamanı belirli olması durumunda seleme müsaade edilmiştir. Dolayısıyla yanında olmayan şeyin yasaklanması tesliminde bulunan yüksek riskin oluşturduğu garardır. Teslim ile ilgili risk kalktığında veya azaldığında sorunda kalmayacaktır.

Stoksuz e-satış işlemlerinde satıcı yanında olmayan ve o sırada kendi mülkiyetinde bulunmayan ancak tedarikçisinin mülkiyetinde var olan bir ürünü müşterisine satmaktadır. Fakihlerin çoğunluğunun yaklaşımını dikkate aldığımızda konuya gararın var olup olmadığı açısından bakmak gerekecektir. Buna göre mevcut olmayan, meydana gelip gelmeyeceği bilinmeyen, teslim riski bulunan, unsurları bilinmeyen, yanında olmayan ve hakkında bilgi bulunmayan şeylerin satım akdine konu olması garar olarak isimlendirilmektedir.  Hakim b. Hizam’la ilgili nakledilen hadisteki olay dropshipping uygulamasına çok benzediği ifade edilebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki o da Hakim b. Hizam’ın ücretini aldığı siparişleri pazardan temin edebileceği henüz belirli değildir. Bu durum ise akdi ifsat edecek garar kapsamında değerlendirilir. Oysa dropshippingte satıcı ile tedarikçi arasında entegrasyon sağlandığı için ürünün depoda varlığı bilinmekte ve müşteriye teslim etme imkanı çok yüksektir. Diğer bir ifadeyle ürün makduru’t-teslimdir.Makduru’t-teslim olmada temel ölçek akitle birlikte mebîin zararsız olarak müşteriye teslim edilebilmesidir. Dropshipping sistemlerinde satıcı bizzat kendisi olmasa da onun talimatı ile tedarikçi deposundan müşteriye mebiyi teslim etmektedir. Tedarikçinin deposunda ürün bulunmaması durumunda mebiyi teslim edememe riski oluşabilir. Ancak geliştirilen sanal uygulamalarla  (XML Entegrasyonları) satıcı vitrini ile tedarikçi stoklarının entegrasyonunun sağlanmış olması ve stokların sürekli güncel tutulması ile ürünlerin teslim riskinin akdi fesada götürecek derecede bir garara sebebiyet vermeyeceği söylenebilir. Ayrıca dropshipping işleminde her ne kadar satıcı deposunda bulunmayan bir ürünü satsa da bu satım usulünün örfü, tedarikçi stoğunda ürünlerin satışı için hazır tutulması, tedarikçi ile arasında ürünün paketlenmesi ve kargolanmasını içeren bir sözleşme akdedilmesi tedarikçinin stoğunda bulunan ürünlerin satıcının deposunda da mevcut ve makduru’t-teslim şartı için yeterli olduğu söyleme imkanı vermktedir. 

Fakihler nasıl gerçekleştirileceği hususunda farklı görüşlere sahip olsalar da akdin hukuki sonucu olarak mebinin müşteri tarafından kabzedilmesi gerekliliği hususunda ittifak halindedirler. Stoksuz e-satışın en önemli özelliği satıcının tedarikçiden aldığı ürünü fiilen kabzetmeden müşteriye satmasıdır. Ancak satıcı her ne kadar ürünü fiilen kabzetmese de mebinin teslim edileceği adresi belirlemesi, kargo firmasına teslim ve takip gibi tasarrufta bulunma imkânına sahiptir. Dolayısıyla mebinin kabzedilmeden satışa sunulduğu bu tür satış işlemlerinin hukuki niteliği değerlendirilirken fiili kabzın yanı sıra tahliye şeklindeki hükmi kabzın da dikkate alınması gerekir.

3. Dropshipping yönteminde karşılaşılan diğer bir sorun müşterinin üründeki kusurlarla ilgili muhatabının kim olacağıdır. Stoksuz e-satış modelinde müşterinin ürün iade talebinde ve kusurun tazmininde muhatap kendisine ürün satan satıcıdır. Ancak satıcı ürünü görmeden müşteriye gönderdiği için iade durumunda veya kusur durumunda tedarikçiye rücu etmek isteyecektir. Ancak bazı dropshipping hizmeti sunan tedarikçiler paketleme ve ürün sevkiyatında yaşanan problemler dışında ürün iadesinde sorumluluğun satıcıya ait olduğunu beyan etmektedirler. İçerisinde Hanefî ve Şâfiî mezhebine mensup fakihlerinde yer aldığı çoğunluğa göre satım sözleşmesinde hukuki sorumluluk mebinin kabzı ile müşteriye intikal eder. Satıcı mebinin teslimine kadar oluşacak her türlü kusurdan sorumludur. Bununla birlikte dropshipping işlemlerinde tedarikçi veya satıcının iade veya kusurdan sorumlu olmayacağını sözleşme sırasında şart olarak ileri sürmeleri İslâm Hukuku açısından mümkün mü? sorusuna cevap bulmak gerekiyor. Hanefî fakihlere göre bu tür bir şartla gerçekleştirilen akitler geçerlidir.  Şâfiî mezhebine göre ise sorumsuzluk şartına itibar edilmez.  Dropshipping yönteminde tedarikçilerin ileri sürdükleri kusur sorumsuzluğu şartı akdi mutlak anlamda geçersiz kılacak bir şart değildir. Zira Hanefî mezhebinde kusur sorumsuzluğu şartı geçerli iken, Şâfiî mezhebinde geçersiz kabul edilir. Dolayısıyla tedarikçinin iade ve kusurlardan sorumlu olmayacağını şart olarak ileri sürmesi stoksuz e-satış işlemlerinin sıhhatine herhangi bir zarar vermemektedir. Bununla birlikte ayıptan sorumlu olmama şartının mebide bilinmeyen sonradan ortaya çıkabilecek kusurlarla ilgili olduğunu söylemek daha doğrudur. Varlığı bilinen kusurlar hususunda mutlaka satıcıya bilgi verilmesinin müşteri ile satıcı arasında oluşabilecek husumetleri önlemede ve tarafların rızasına dayalı bir akit oluşmasında önemli bir yeri vardır

4. Pazar yeri ile satıcı arasındaki hukuki ilişkiye de kısaca değinmek gerekir. Pazar yeri ile satıcı arasındaki ilişki icâre akdi kapsamında değerlendirilebilir. Satıcı, ticari işlerini daha iyi yürütmek adına kurulan pazar yerinde bir mağaza kiralamaktadır. İslam hukukunun icâre akdi ile ilgili ortaya koyduğu tarafların akid yapmaya ehil olması, sözleşme konusunun malum olması, mütekavvim olması (şer’i esaslara uygun olması), ücretin malum olması gibi şartlar yerine getirildiğinde yapılan sözleşme caiz olacaktır.

Netice olarak dropsihipping modelinin klasik ticaretteki stoksuz satışlardan farklı yönlerinin bulunduğu, özellikle XML entegrasyonu ile ürün teslim edememe riskinin minimize edildiği göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle dropshipping modelini mutlak anlamda caiz görmeme yerine, tedarikçi firmalarla entegrasyonu sağlanması, müşterilerine ürün teslimi, iade ve kusur sorumluluğu hakkında teminat verilmesi şartıyla caiz görülmesi daha isabetli olacaktır. Bununla birlikte herhangi bir tedarikçi firma ile entegre olmamış, sanal mağaza vitrinini müşteri kandırma amacıyla kullanan, aldatma ve aldanma potansiyeli yüksek dropshipping uygulamalarını ise caiz görmek mümkün değildir.

05.08.2025
Doç. Dr. Cemil LİV
Kaynak:
Doç. Dr. Cemil LİV